Zaman, mekâna her daim eşit bir biçimde dağılmaz. Takvimler her coğrafyada aynı tarihi göstermez. Gittikçe küçülen, tekdüzeleşen dünya bizi her ne kadar aksine ikna etmeye çalışsa da yeryüzü üzerindeki pek çok özel nokta zamanda ve mekânda solucan delikleri açıp bizi farklı dönemlerin içine sürükleyebilir. Bu yerlerde tarih geçmişi hatırlatan bir yadigâr değil aktif bir güçtür; … Okumaya devam et
Etiket arşivi: Art Unlimited
Hakikati deneyimlenebilir Kılmak
Vahit Tuna’nın Versus Art Project’te gerçekleşen sergisi Mağara, biri otoportre diğeri natürmort olarak okunmaya gayet müsait iki yerleştirmeden mürekkeb. Ancak hemen aldanmamak lazım; bu iki klasik janr Tuna’nın yorumuyla gayet alışılmamış bir üslupla ele alınmış; öyle ki ilk bakışta ait oldukları geleneği fark etmek epey güç. Güçlüğün sebebi, Tuna’nın işleri oluştururken -kendisi her ne kadar … Okumaya devam et
Kadınların Zamanı
Zaman Değişmeli adından da anlaşılabileceği gibi “zaman” mefhumu üzerine kafa patlattığı aşikar olan bir sergi. Küratör Alistair Hicks sergi dahilindeki sanatçıların işlerini bu engin kavram üzerinden okumaya girişiyor. Sergideki işler belki başka çerçevelerde bambaşka okumalara malzeme olabilecekken Hicks, işlerin muhteviyatlarındaki alternatif zaman kurgularını ortaya çıkarmış. Bu da kuşkusuz serginin olumlu yanlarından biri ancak “zaman” gibi … Okumaya devam et
Gelecek Yok
Ne kadar para çok paradır? Ne kadarı yeter; daha da önemlisi ne kadarı artar? Karun kadar zengin bir patronum vardı, parasını har vurup harman savursa bile ömrü servetini tüketmeye yetmezdi ama onunla her karşılaştığımda hissediyordum ki satın alamayacağı tek şey zamandı bu yüzden her şeyi hızlı hızlı yapardı. Eminim ki parası o öldükten sonra da … Okumaya devam et
Zamana Bakmak
(Art Unlimited’ın 49. sayısında yayınlandı) Evrenin 13.8 milyar yaşında olduğu tahmin ediliyor, Homo Sapiens sadece 50 bin yıldır varmış, ben ise 1983’te doğdum. Benim için sayısız acı ve haz barındıran, hiç bitmeyecekmiş gibi hissettiğim hayatım evren için sadece bir göz kırpmasından ibaret. Selim Süme’nin “Bir Göz Kırpmasında” diye çevirilebilecek “In the Blink of an Eye” … Okumaya devam et
Baksı
Zamanı bir kere saatlerin ve dolayısıyla sayıların tiranlığından kurtardığınızda elinizde çok müphem bir deneyim kalır. Ele avuca sığmayan, insandan insana farklı yaşantılanan bunun da ötesinde mekana homojen olarak dağılmayan bir şeydir bu. Fark edersiniz ki kimi yerde yoğunlaşıp hızlanır kimi yerde seyrelip hantallaşır. Metropoller genelde zamanın son derece yoğunlaşıp hızlandığı hatta bugünü aşıp geleceği yakaladığı … Okumaya devam et
Doku
“Ellerimde bazı insanlara dokunmaktan artakalan izler var… Bazı başlar, bazı renk ve dokudaki insan saçları kalıcı izler brakıyorlar bende” JD Sallinger Elimi lisemin plasitk boyayla maviye boyanmış duvarlarına sürüyerek yürüyorum. Boyanın gizlemeye yetmediği sıva izleri, deniz kumu ve çakıllardan artakalan izler elime sürtünüyor canım acıyor. Normalde acı diyebilmek için çok hafif bir his ve işin … Okumaya devam et
İnsan Neyle Yaşar?
Brecht’in Üç Kuruşluk Opera’sından bir alıntıyla başlayalım; İnsan neyle yaşar? Nerdeyse adını anmaya utandığımız kapitalizm her şeyden önce bir ahlak meselesidir; Hristiyan ahlakı üzerine bina edilmiştir. Ahlakın temel sorunu ise yaşam enerjimizin kaynağı olan arzularımızla ne yapacağımızdır. Kapitalizm ahlak öğretisini arzu ekonomisiyle takas eder ve işlem zeminini çalışma saatleri ya da hisse senetlerindense arzular üzerine … Okumaya devam et
Karanlığın Kalbi
“İnsan için önüne çıkan bütün yollar “yürünebilir’’ yollar ise o insan artık kaybolmuştur.” İsmet Özel Waldo Sen Neden Burada Değilsin Gece ben uyurken binmiş trene. Uzun boylu, zayıf. Aşağı doğru sarkan gür bıyıkları kafasında da kasketi var. Maphusmuş, izine çıkmış. Jandarma kontrol yaparken izin kağıdını gösterdi, o sırada duydum. Konya diye çıkmış yola ama karısıyla … Okumaya devam et
Kullanma Kılavuzu’nu Nasıl Kullanmalı?
No book against anything ever has any importance; all that counts are books for something, and that know how to produce it. Gilles Deleuze, How do we Recognize Structuralism Süreyyya Evren ile Halil Altındere’nin beraber hazırladığı “Kullanma Kılavuzu 2.0” adlı kitap üzerine epeyce konuşuldu, hatta biraz da kavga edildi. Tartışmaları kesen iki ekseni önemli … Okumaya devam et