I. Hayat hakkında genel geçer olduğunu sandığımız kanaatlerimiz; nesnelerin, birer özne olduğu söylenen biz insanlara tabi olduğunu varsayar. Organik veya inorganik, tüm evren öznenin bekası için vardır. Bu tahayyüldeki tek soru hangi öznenin baki kalacağıdır. Savaşlar da genellikle bu sebeple çıkar, yoksa arada kullanılan araçların, yani nesnelerin varlığa dair bir hakları yoktur. Hakikat barındırmazlar. Zamanın … Okumaya devam et
Yazar arşivleri: murat alat
Bir Doz Kontrolsüzlük
Zaman, mekâna her daim eşit bir biçimde dağılmaz. Takvimler her coğrafyada aynı tarihi göstermez. Gittikçe küçülen, tekdüzeleşen dünya bizi her ne kadar aksine ikna etmeye çalışsa da yeryüzü üzerindeki pek çok özel nokta zamanda ve mekânda solucan delikleri açıp bizi farklı dönemlerin içine sürükleyebilir. Bu yerlerde tarih geçmişi hatırlatan bir yadigâr değil aktif bir güçtür; … Okumaya devam et
Hakikati deneyimlenebilir Kılmak
Vahit Tuna’nın Versus Art Project’te gerçekleşen sergisi Mağara, biri otoportre diğeri natürmort olarak okunmaya gayet müsait iki yerleştirmeden mürekkeb. Ancak hemen aldanmamak lazım; bu iki klasik janr Tuna’nın yorumuyla gayet alışılmamış bir üslupla ele alınmış; öyle ki ilk bakışta ait oldukları geleneği fark etmek epey güç. Güçlüğün sebebi, Tuna’nın işleri oluştururken -kendisi her ne kadar … Okumaya devam et
16th Istanbul Biennial
A psychiatrist friend of mine once told me that the majority of psychotic patients believe that they will see the day of apocalypse. I am not sure if this argument is valid or not but if it is, nowadays either all of us are psychotics or the end of the world is really approaching. As … Okumaya devam et
Kutsal Şiddet
İster sanat eseri olsun, ister ev, piyasadaki her şey kendini yaratan yıkıcı süreçleri gizlemekle mükelleftir. Halbuki şeylerin ortaya çıkışı bir şiddet sonucunda olur. Hücrenin zarını yırtarak bölünmesi ya da bir bitkinin tohumunu çatlatarak serpilmesi, çapları küçük etkileri büyük, şiddet olaylarıdır. Varoluşun kaynağı olan enerji, önündeki tüm engelleri yıkıp her yöne doğru yayılma arzusundadır. İnsanlar ise … Okumaya devam et
Araf
Kaç gündür bu odada olduğumu bilmiyorum. Evren, tahmin edemeyeceğim bir süre önce dönmeyi bıraktı ve zaman akmıyor. Gökyüzünde her şeyi gerçek dışı kılan bir kış güneşi mıhlanmış duruyor. Bu ışıktan saklanacak bir yer yok. İçim dışım, aklımın kıvrımları duygularımın kuytuları her şey apaçık ortada. Dinlenecek bir aralık bulamıyorum. Ölüm de buraları terk etmiş gibi. Gizem … Okumaya devam et
ZEMİN
İnsan, bedeninin varlığını ancak bir maraz çıktığında hatırlıyo. Beden, şayet sağlığı yerindeyse, aklın muhafazası olarak perde arkasında çıtını çıkarmadan işleyip duruyor; lakin ne zaman ahengi bozuluyor, işte o zaman bir sancı peydah olup bize midemizin, kolumuzun, bacağımızın varlığını hatırlatıyor. Sürekli hareket halinde olan, sürekli değişen bedenimizi sürekli unutuyor olmamız garip olmasına garip ama muhtemelen akıl … Okumaya devam et
Bir Alternatif Tarih Olarak Sanat
İnsanda güzel duygu uyandıran anlamına gelen estetik kelimesini gündelik hayatta neredeyse sanatla özdeş kullanıyoruz: Sanatsal olan güzel olan, estetik olandır. Ancak 20. yy’da gelişen sanat akımları ciddi bir anti estetik fikri üzerine bina edilmişlerdi. Bu akımların mirasçısı sayılabilecek “güncel sanat” ise estetik bir amaca odaklanmaktansa toplumsal yapılara, siyasete, hakim düşünce sistemlerine bir eleştiri zemini olarak … Okumaya devam et
Kadınların Zamanı
Zaman Değişmeli adından da anlaşılabileceği gibi “zaman” mefhumu üzerine kafa patlattığı aşikar olan bir sergi. Küratör Alistair Hicks sergi dahilindeki sanatçıların işlerini bu engin kavram üzerinden okumaya girişiyor. Sergideki işler belki başka çerçevelerde bambaşka okumalara malzeme olabilecekken Hicks, işlerin muhteviyatlarındaki alternatif zaman kurgularını ortaya çıkarmış. Bu da kuşkusuz serginin olumlu yanlarından biri ancak “zaman” gibi … Okumaya devam et
Yüzler ve Yerler
Akbank Sanat İstiklal Caddesi’ndeki mekanında 23 Ocak, 09 Mart tarihleri arasında Theo Eshatu’nun “Yüzler ve Yerler” adlı sergisini ağırlıyor. Etiyopyalı bir babanın ve Hollandalı bir annenin çocuğu olarak Londra’da doğan Eshatu, çocukluğunu farklı şehirlerde geçirip Roma’da soluklanmış, son yıllarda ise Berlin’i mesken tutmuş çok kültürlü bir sanatçı. Onun çok kültürlülüğünü farklı kılan ise kendisinin de … Okumaya devam et