Güncel Sanat / Sergi

Fark ve Tekrar

Mehmet Dere ile İsmail Şimşek’in Kasa Galeri’de açtıkları “Bölünmez” adlı serginin başlığına hemen aldanmamak gerek. Zira sergi pek çok bölünmeyi ve farklılaşmayı içinde taşıyor; bunların temelinde ise serginin üzerine bina edildiği, Dere’nin resimleriyle Şimşek’in heykeli arasındaki zıt yöndeki hareket, yarılma bulunuyor. Şimşek’in sergi mekanının tam ortasına yerleştirilmiş, halatların muntazaman düğümlenerek örülmesiyle oluşturulmuş üç yarım sütundan müteşekkil heykeli Dere’nin duvarlara astığı değişik biçim ve renklerdeki resimler için bir çıkış/kaçış noktası. Dere bir patlamayla açığa çıkmışa benzeyen merkezkaç hareketiyle Şimşek’in heykelini oluşturan öğeleri parçalayıp mekana düzensiz bir şekilde saçıyor.  Resimlerin bir kısmı heykelin hemen yanına düşüp heykeldekine benzer düğümler oluştursalar da önemli bir kısmı iyice uzağa savrulup biçim ve rengin sınırlarını zorluyor.

Şimşekin heykelini üretirken gözettiği düzen eserin sonsuz sayıda çoğaltılmasına imkan tanıyan bir özellikken Dere’nin resimlerinin ihtiva ettiği kaotik etken, yeniden üretilmesi imkansız tekil biçimlerin açığa çıkmasına sebep oluyor. Lakin bir resimden bir tane daha yapmanın imkansız olması sergi mekanına yayılmış işlerin bir tekrar içermediği anlamına gelmiyor. Resimler mükemmel bir dairesel hareket gibi kendilerini tekrar edemeseler de hepsinde ortak olan ama kolay kolay ele geçmeyen bir öğe her resmin farklı sonuçlara yol açan bir tekrarın sonucu olduğunu hissettiriyor. Resimlerde fark ve tekrar  biraraya geliyor ve dairenin yerini spiral alıyor. Bu aklın değil bedenin zamanı üzerine kurulmuş düzensiz bir yapı ve bu yapı ancak Şimşek’in heykelinin yarattığı çekim gücü sayesinde birarada duruyor.

Şimşek Batı medeniyetinin iki bin beş yüz yıldan beri geliştiredurduğu güzellik idealinin izinde aşkın bir biçime yönelmişken Dere’nin resimlerinde madde biçime galip geliyor. Malzemenin ve üretim sürecinin öne çıktığı bu resimlerle  Dere,  Şimşek’in heykeline  dünyanın içinden bedensel bir kontrpuan oluşturuyor. Zıt güçlerin biraradalığının, sergi metninde sanatçıların da belirtiği gibi, Carl Gustav Jung’un teorisinden alınan bilinç ve  bilinç dışı gölge ikiliğine denk düştüğü söylenebilir. Aklın alanında konuşlanmış ve birliği hedefleyen Şimşek’in heykeli ile onu bedenin formsuzluğuyla ve çokluğuyla karşılayan, bilinç dışından gelen bir yapı üzerine kurulmuş imgeler birarada “Bölünmez”i oluşturuyor.

Serginin adı da bu noktada anlam kazanıyor. Bu sergi tek tek, bölünmez atomların biraraya gelmesinden oluştuğu için bu adla anılmıyor. Aksine aklın ve bedenin, düzenin ve kaosun birbirinden koparılması imkansız ilişkisi üzerine kurulduğu için bölünmez olarak adlandırılabiliyor.

Sanatatak’ta yayınlanmıştır.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s