Deneme

Bir Dosta Güzelleme

Atımı kamçıladım dört nala gidiyorum. Rüzgar tüm bedenimi yalayıp geçiyor. Atıma sımsıkı sarıldım gözlerim ufuk çizgisinde, kısık. Rüzgarla beraber dağlar, ırmaklar, ağaçlar, tüm âlem hızla üzerimden aşıp gayba karışıyor. Bir ufuk çizgisi, bir atım bir de yanımda at koşturan Barış sabit. Barış’la ne zaman tanıştım hatırlamıyorum. Sanki ezelden beri beraberiz, omuz omuza ebediyete at sürüyoruz. Gerimizde deşilmiş karınlar, yakılıp yıkılmış şehirler, ettiğimiz cenkler var. Her şey hercümerce karışırken Barış hep orada sapasağlam duruyor. Cenk meydanında benim elim ayağım oluyor, beraber kılıç sallıyoruz. Onun sayesinde canım bedenimde; kalbim çarpıyor, soluk alıyorum. Birlikte dört kollu, dört ayaklı yenilmez bir deviz, önümüzde krallar diz çöküyor. Şehirler yıktık, şehirler kurduk; başka başka tanrıların diyarlarında at sürdük, türlü türlü dualar ettik. Her şey akıp gidiyor ama bir Barış sabit ve altımda atım, karşımda ufuk çizgisi.

Gün gelir attan ineriz, rüzgar diner, toprak sakinler ama âlem usulca da olsa devinmeye devam eder. Çocuklar büyür, çiçekler açar, atım ölür; yine de Barış kara saçları geniş omuzlarıyla hiç değişmeyecek, beni hiç terketmeyecekmiş gibi  yanı başımda durur. Kendimden şüphe etsem ondan etmem. Bakar bakar sevinirim, derim ki Barış varsa ben de varım. Ben onu nasıl görüyorsam o da bana aynı bakar. Onun gözlerinden kendime bakarım. Şu hayatta tek güvendiğim odur; ne anam babam ne yarim ne de gözümü diktiğim ufuk çizgisi. Canımı borçluyum ona; kaç kere kurtardı beni karanlıktan. Azığını paylaştı. Yaralandığımda, hasta düştüğümde bana baktı.  Aslında pek de iyi biri değildir, acımasızdır. Yeri gelir kılıcını gaddarca sallar. Kadın çocuk dinlemez, can alır. Ama nasıl ben ona muhtaçsam o da bana muhtaçtır. Bensiz dik duramaz dağılır. Pek de konuşmayız biz. Bazen günler, haftalar geçer tek laf çıkmaz ağzımızdan. Yine de birbirimizi biliriz.  Barış kaşlarını çattığında kara bulutlar çöker üzerime. Etrafı sis kaplar. İşte o zaman dayanamam açarım ağzımı, anlatırım ona kim olduğunu. Kelimelerim sertleşmiş derisini gecer, kalbini sarmalar, dağılıp gitmesini engeller.

Atımı kamçıladım dört nala gidiyorum. Ne ufuk cizgisi, ne atım, bi Barış sabit. Biz tuttuk birbirimizi, dönüp duruyoruz, anlamımızı da birbirimizde buluyoruz.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s